Kuşadası Türkiye’de turizm denildiğinde ilk akla gelen yerlerden birisidir. Özellikle yaz aylarında yerli ve yabancı birçok turisti ağırlayan Kuşadası doğanın tüm güzel renklerini kendisinde toplamış doğal ve tarihi bir güzelliktir.
Kuşadası ilçesinde görülecek yerler arasında ; Güvercinada Kalesi – Kaleiçi – Kuşadası El Heykeli – Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı – Kaleiçi Camii – Oleatrium Zeytin ve Zeytinyağı Tarihi Müzesi – Kadınlar Plajı – Sevgi Plajı – Dilek Yarımadası- Büyük Menderes Deltası Milli Parkı – Zeus Mağarası , bulunmaktadır.
Ege Denizi’nin güneyinde yer alan Kiklad ada grubunun en güneyindeki ada olan SANTORİNİ, yaklaşık 46km2’dir. M.Ö 1500 yılında ada ve çevresindeki küçük adalar, büyük bir volkanik patlamayla oluşmuştur. Deniz seviyesinin 300 m yüksekliğinde tepede bir falezin üzerine yerleşmiş Thira (Fira) adanın başkentidir. Kent, 1956’da büyük bir deprem sonucunda tamamıyla yıkılmış ve günümüze kadar büyük bir çoğunluğu yeniden inşa edilmiştir. Kentin en karakteristik eseri, mavi kubbeli kiliseleridir. Şarap, meyve, zeytinyağı ve tütün Kiklad ada grubunda yetişen temel tarım ürünleridir. Volkanik toprak üzerinde yetişen üzümlerden çok kaliteli şaraplar imal edilmektedir. Thira, dünyanın belki de en güzel dekore edilmiş barları, restoranları, konaklama alanları ve inanılmaz güzellikteki romantik deniz manzarasına sahip falezler üzerinde bulunmaktadır. Kuzey-güney şeridinde uzanan volkanik kumsallar ise adayı daha da çekici hale getirir.
Bu küçük şirin ada kumsalları, aktif gece hayatı ve parlayan güneşiyle tüm adaların içinde en meşhur olanıdır. Korsan baskınından ve rüzgardan korunmak için labirente benzeyen dar sokaklarla inşaa edilmiştir. Göz kamaştıran bir karmaşa-Eski Kastro kentinin yukarısına kadar olan bölgede, küp şeklinde beyaz badanalı evlerin arasından dar sokaklar geçer. Venedik yapımı kale duvarının bir parçasını oluşturan halk müzesi Kastro kentindedir. Denizin aşağı köşesine “Küçük Venedik’’ denir. (Alefkandra adıyla bilinir) Evlerin balkonları denizin üzerine doğru çıkıntı yapmıştır. Yel değirmenlerinden Küçük Venedik’in panoramik görüntüsünü izleyebilirsiniz ve adanın 50 yıldır maskotu olan Pelikan Petros ‘u da görebilirsiniz.
Rodos şehri 2400 yıllık yerleşim yeri olarak kabul edilir. Şehir ilk olarak M.Ö 408 yılında kuruldu. Daha sonra St. John Şövalyeleri 1309 yılında şehre geldiler ve bu kalıntılar üzerine yeni Rodos şehrini kurdular. Ortaçağa ait Haçlı Seferlerinden kalma kaleye Büyük Üstatlar Sarayının kuleleri hakim olmuştur ve eski kentin merkezini oluşturmuştur. Yeni kent ise orijinal duvarların da ötesine doğru uzanmaktadır. Surlarda 11 kapı bulunur. Şövalyeler sokağının kaldırım taşları üzerinde Haçlı Seferlerinden kalma çeşitli ülkelere ait hanlar sıralanmıştır. Gotik şövalyelerinin hastanesi arkeolojik müzeye çevrilmiştir. Süleymaniye Camii 1531 yılında inşa edildi. Liman Kapısı’nın önünde Hipokrat Meydanı bulunur ve merkezinde orta çağa ait tarihi fıskiye vardır. Ayrıca Marine Gate ve St. Catherine’s Gate adında iki adet ikiz kule bulunur. Rodos Kalesi ve antik kenti dünyada günümüze kadar en iyi korunmuş orta çağ şehirlerinden biridir.
Sihirli şehir Atina, Yunanistan’ın başkenti ve ülkenin en büyük şehridir. Antik Yunan tanrıları ve insanlar tarafından tapılan muhteşem eserler barındıran, Antik Helen ve Yunan Kültürünün beşiği olan kent, dönemin ekonomik, siyasi, sosyal hayat ve felsefe merkeziydi. Adını, mitolojinin en önemli tanrıçalarından Athena’dan alan Atina, demokrasinin ilk kurulduğu şehir olarak anılmaktadır. En önemli tarih öncesi uygarlıklar Atina’da gelişmiştir ve insanlık tarihi adına bugüne kadar gelen çok başarılı mimari başyapıtları ortaya koymuştur.
Aziz Yuhanna Manastırı ve Kıyamet Mağarası ile birlikte UNESCO Dünya Mirası Alanları olarak belirlenen Hora’nın dar sokaklarında dolaşmak… Surlu manastırın hemen altında ve çevresinde inşa edilen Hora da bir kaleyi andırıyor. Devrilen begonvillerle dolu ara sokaklardan oluşan labirentte dolaşın, çoğu 16. yüzyıldan kalma göz kamaştırıcı beyaz badanalı evlere ve konaklara hayran kalın ve düz çatılarına dikkat edin. Kalın taş duvarlı kare evler, korsanlara karşı bir savunma duvarı oluşturmak için özellikle dış çevre boyunca birbirine yakın inşa edildi. Ayrıca dış görünüşleri de aşağı yukarı aynıydı; zenginlerin ve fakirlerin evleri birbirinden ayırt edilemezdi, bu da birinin kolayca hedef alınamayacağı anlamına geliyordu. Patmos, muhteşem eserler yaratan birçok sanatçıyı kendine çekiyor ve ilham veriyor. Hora’daki galerilere göz atın: Kapopoulos Güzel Sanatlar (Ana Meydan), Andreas Kalatzis Galerisi ve Koukoumavla; sonuncusu çok çeşitli, özellikle zevkli el yapımı ürünler sunuyor.